18 Aralık 2017 Pazartesi
2 Mayıs 2017 Salı
Cloud atlas
Ben Artık vikipediyede girilmiyor nereden bilgi alacağım bilmiyorum. Üzgünüm. Film anlatılamaz dereceninde üstünde bir tarzı var. Filmin posteri,internette ki görüntülerin hiçbiri anlatmaya yetmiyor.
Film farklı zaman kesitlerinde yaşananları anlatıyor. Farklı zamanlarda yaşayan karakterlerin ilişkisi deyip özetleyebiliriz. David mitchell isimli adamın 2004 yılında çıkardığı kitaptan uyarlanmış. Wachowski kardeşler (uçak yapan kardeşler gibi unuttum) ve tykwer yönetmenler. 3 saatlik bir film o yüzden gece izlemek daha iyi. İzleyin...
Bir oyuncu farklı zamanlarda başka karakterleri oynuyor bu sadece 1 kişi düşünün. Ben tom hanks i severim bu filmde de oynuyor. Filmin baş karakteri yok herkes birinci. En birinci benim su içmede çocukken küçük kuzenim birinci benim deyince en birinci benim diyordu. Tabii küçük olduğu için o içiyordu. Çok sinir oluyordum. Hala oluyorum. Hadi önceki cümleyi hala diye okuyun. Birde rüca etsem YouTube dan işaret dilinde hala ne demekmiş bakın. Lüüfen
Dear, Sixsmith.
1 Mayıs 2017 Pazartesi
3..
Sorunumu buldum uygulamaya geçemiyorum. Artık nasıl anlarsan anla. Önceki paylaştığım yayınlara bakarak daha da göze battı. Just gonna stand there and watch me burn böyledir umarım.
Gizlice ağlasam
Uff neler yaşadığım şeyleri ne çabuk unutuyorum. Gamsızlık mı denir? Okulda ingilizce öğretmenin bizi fırçalama nedeni. Kemdimede kızıyorum yaşadığın şeylerden sonra ders çıkarır ya insan. Yaşadığım olayları,duyguları unutunca çıkardığım derslerde uçuyor. Çıkarılan dersten kastım bu saatten sonra şu anki duruma düşmemek için yapacaklarım ya da bunla yaşamayı öğrenip hayatına nasıl yön vereceğine karar verirsin AMA unutmazsın. Unutunca her şeye baştan başlıyorsun. Bilgisayar oyunlarımda bayrak çekiyordun yanınca ordan devam ediliyor ya hep baştan başlamak gibi. Bunun için yaşadıklarımı yazmaya karar verdim(günlük). Gerü dönüp yazdıklarımı okumasamda kalıcı oluyor sadece beyninde hayal olarak kalmaktansa geçmişin defterde kalması daha iyi. Önceki cümle devrik oldu herhalde. Düzelmeyeceğim bayskıskıskıs.
19 Mart 2017 Pazar
15 Mart 2017 Çarşamba
Ve,veya, ya da, sonra
Matematik sorusunu çözüp anladığım için mutlu olduktan sonra, burnum aktığı için banyoya peçete almaya giderken aklıma içinde olduğum durum geldi ve "of çok sıkıldım yaşamaktan" diye geçirdim. Yaşamaktan sıkıldım aslında yoruldum ya da sorunlarla cebelleşmekten yoruldum. Ve bunun ağer yaşamaya devam edersem hayatımın geri kalanında da böyle olucağını bildiğim için şimdiden Bıktım.
Hayatta zaten bu değil mi? Bir işi halledip başka bir şeye başlayarak yıllar geçiyor. Bazen bunları düşünüp zaten ölüceğiz acı çekmeye ne gerek var? Yada dünyada büyük işler yapmak için çabalayan insanlar nasıl ? Gerçekten kafamda ki soru cümlesi yarım kalıyor böyle. Veya bazende 100 yıl sonra 300 yıl sonra beni kimsenin hatırlamayacağını düşünüyorum , kimsenin tanımayacağını. O zamanda yaşamak anlamsız geliyor. Şöyle ben belki 40 sene yaşayacağım belki 90 sene ve bu zaman dilimi içerisinde kendimr göre, herkese göre büyük kararlar vericem konu ne olursa olsun. Bir kıyafet alırken bile kararsızlık benim için işkencedir(çook kararsızım). Başka örnek bir arkadaşınla kardeşinle küsersin, tartışırsın. Bu sırada ya da sonrasında çok fazla şey düşünürsün seni üzer pişmaşık duyarsın. İlla kötü duygular ya döa düşünceler olmasına da gerek yok sevinç heyecan merak her şey. Çok mu abarttım. Biraz abartmışım gibi geldi. Ama anlatmak istediğim hayatın boyunca yaşadığın milyonlarca "şey" ölünce bitiyor. 10 yıl sonra senden hiç bir şey kalmıyor. O sırada böyle olucaksa öleyim ben hemen uzatmaya gerek yok gibi düşünüyorum. Büyük mutluluklardan vs. Vazgeçiyorum. ( şimdi aklıma geldi yazdığım gibi büyük hayatımı değiştiricek bir mutluluk yaşamadım galiba. Gelip geçici şeylerdi anlık yani bir günde yaşanan güzel şeyler) [bu arada buraya kadar yazdığım her şey yaşama sevinci kaybedilmiş bir şekilde düşünülmüş bir beyinden. Bu aşama atlatıldıktan yaşanılanlar unutulduktan sonra biraz daha sağlıklı düşünmeye başlayınca geçmişte ki düşüncelerden aklımda yer eden temel şeyler)
Sonra işte önemli olanın yaşamak olduğu, sevdiklerinizle geçirdiğiniz zamanlar olduğu yaşdığınız deneyimler olduğunu falan anlatan bir yazı okuyorum (yaşama sevinci falan) "aaa haklı diyorum" mutlu oluyorum tabî. Mutlu ruh hali davranışları vardır ya işte daha sosyal olmak,bir şeylere ilgi duymak fln. Daha sonra diyorum ki kendime boşver bunları ölüceksin zaten diyip üzüntülü ruh hali. İşte sürekli dizi izlemeler,film izlemeler, sadece uyumak istemeler. Daha daha sonra bundan da sıkılıp yakında ölmeyeceğimi anlayınca. Tekrar başa dönüyorum kısır döngüye giriyorum. Şuan yazı karıştığı için başı neresi bilemiyorum. Büyük ihtimal bunlar her insanın yaşadığı duygulardır deyip. Kendimi niye bu kadar özel hissediyorum diye düşünüyorum. Ayh daraldım. (Şuan bence kötü olan benim mutluluğumu azaltan şeyleri günün belli saatlerinde {yalnızken, evde saat 21:00 (ben saati içimden yirmi bir sfır sıfır diye okuduğum için saatten sonra ı koydum) ı geçince hatırlayıp kederleniyorum. Yoksa okulda,otobüste,evde herkesle asık suratla dolaşıyorum. Bu da aylar sonra geliştirdiğim bir mekanizma. Aslında buna sorununla yaşamayı öğrenemek denebilir. Sonrada düşünüyorum ki bunu zamana bölerek halledemem en kısa zamanda bitsin harekete geçiyim diyorum böyle olunca işte kederlenme ortaya çıkıyor,bıkkınlık. Tabi sorumluluklarımda var küçükde olsa büyük sonuçlar doğurabiliyor. Hayata mola vermiş oluyorsun, hiçbir şey yapmıyorsun. Yukarda ki yazanlar işte. Hep kendimi tekrar ettim maşallah bana.
Bende o zaman bu dünyada iz bırakacak bir şey yapmak istiyorum. Adım her zaman anılısın diye düşünüyorum. ( şöyle değil ama işte adıma özel bayramlar düzenlensin,yaptıklarım abartıla abartıla anlatılsın.{abrtılmasın diye hayal ettiğim şey bile abartı kıskıskıs}). Küçük bir şey olsa bile tarihte adım geçsin mesela. Yazarken bile saçma gelmeye başladı düşüncelerim. Çok hızlı değişiyorlar ya. Şimdi de aklıma şu geldi dünyada bir sürü güzel iş yapan insan vardır ama ben bu isimlerin hiçbirini bilmiyorum. Ya da "iyi" bir iş olaması gerekir mi ? Ailemde ki herkesi uyurken öldürerekte 1-2 hafta gündemde kalabilirim. Bu konuyu düşünmem lazım. Baya saçmaladım
Bir arada korkum unutulmaktı işte. Göçüp gidiceksek neden geometri öğreniyorum mesela? Dünyaya gelmiş herkes böyle düşünseydi şu an hâlâ orta çağda mı olurduk. medeniyet bu kadar gelişmiş olur muydu? Bir yerden sonra durur muydu? Şu ana kadar gelmiş geçmiş insanlığa yarar sağlamış herkes bir gün öleceğini mi unutmuş? Bu soruların cevabı vardır tabi ama daha ben üstünde düşümedim. Ya da üstünde bu kadar düşünmemişlerdir sadece ölmedikleri için yaşamışlardır hayatın akışında. Bir şeyler yapmışlardır.
Bazı yerlerde (sonlarda) yanlış düşünmüş olabilirim daha önce aklıma gelmemişti sonda yazdıklarım. İş uzayınca keyifsizlerşir ya. Başta ki heycan kaybolur. Ya da ilk yaptığın şey güzeldir. Başlarda yazdıklarıma katlıyorum.
1 saat sürdü bunu yazmak. Matematik çalışıp yol katedebilirdim bu süre zarfı içerisinde. Pişman olamam umarım.
Yazı çok başka yerlere kaydı yA
Yazdığım şeyleride tekrar okumayı sevmiyorum ya düşüncelerimi itiraf ediyorum. Yazı yazıncada böyle oluyor. Neden paylaşıyorum ki zaten? Defterede yazabilirim. Deftere kalemle yazınca yoruluyorum sürekli düzeltme ihtiyacı duyuyorum. Tanımadığım ve ömrüm boyunca tanışmayacağım biri okusa bunları utanmam ya da çekinmem. Ama abla ya da anne baba falan olmaz öyle şey.
14 Mart 2017 Salı
.Kivi Kuşu.
Sadece Yeni Zelenda'da yaşayan uçamayan kuş türü. Kanatları yok bildiğin sadece tüy var. Uçamadıkları için hızlı koşabiliyorlar. Şimdi nerden çıkardık uçamadığı için hızlı koşabilme nedenini. Evrimleşme falan işte. Bir kitapta (tubitak ,kısa bir evrim ansiklopedisi ) bu kuşun atalarının deve kuşu boyutunda olduğu gibi bir şey okumuştum. Tam hatırlamıyorum kitap yanımda değil,internettede bulamadım. Kuluçkaya erkek kuş yatıyormuş. Yumurtalarıda kendi boyutuna göre büyükmüş. Kendi boyutu bir tavuk kadar. Ve solucanla besleniyormuş. Nokta
Googlea kivi kuşu yazınca bunlar çıkıyor boşuna aramayın. Ve en güzelleri bunlar.
7 Mart 2017 Salı
6 Mart 2017 Pazartesi
kaşıl
Şu an o kadar sevgi doluyum ki! Tatlı kaşığıma karıştırmama yardım ettiği için teşekkür ettim.
2 Mart 2017 Perşembe
28 Şubat 2017 Salı
nazım h.
hoş geldin bebek
yaşama sırası sende
senin yolunu gözlüyor kuşpalazı boğmaca kara çiçek sıtma
ince hastalık yürek enfarktı kanser filan
işsizlik açlık filan
tiren kazası otobüs kazası uçak kazası iş kazası yer depremi sel baskını
kuraklık falan
karasevda ayyaşlık filan
polis copu hapisane kapısı falan
senin yolunu gözlüyor atom bombası falan
hoş geldin bebek
yaşama sırası sende
senin yolunu gözlüyor sosyalizm komünizm filan.
10 Eylül 1961, Laypzig
Nazım HİKMET
-isimsiz şiir olarak geçiyor-
27 Şubat 2017 Pazartesi
24 Şubat 2017 Cuma
17 Şubat 2017 Cuma
31 Ocak 2017 Salı
21 Ocak 2017 Cumartesi
19 Ocak 2017 Perşembe
.EGON SCHILE.
YYeni tanıştım. Çok sevdim. Shameless da lip karekterini, Egon Schile nin otoportresine benzetiyorlardı. Sonradan hatırladım.
Bir sürü kendi portresini çizmiş. Bazılarında parmaklarını açmış bazılarımızın yapamadığı hareket. 1890'da doğmuş 1918'de ölmüş. 28 yaşındayken çok genç. Bu yüzden kendi tarzını tam geliştiremeden öldüğünü düşünüyorlarmış. (Vikipediiiii).
Gustav Klimt'den etkilenmiş. Onunda meşhur eseri "öpücük" müş. (Elfen lied animesinin açılışında ürpertici müzikle beraber görmüştüm). Hatta atölyesine bir ara küçük çocuklar geliyormuş. Onların erotik yada olmayan resimlerini çiziyormuş. Bu yüzden kısa bir zaman hapishanede yatmış.
Öpücük
Hapishanedeyken çizdiği otoportresi
İspanyol gribi yüzünden eşinden 22 gün sonra ölmüş. Eşi Edith hamileymiş. Çocuğuyla beraber bir resim bile çizmiş.
Eserlerinde çıplaklık,yamuk çizgiler ve kadınlar var. Beni etkileyen çizimler boyama şekli çok güzel bende böyle yapmak isterim. Anlatabiliyor muyum? Senin beğenini kazanacak resimi 100 yıl önce yapmış biri. 100 yıl sonra benim ya da herkesin görebilceğini düşünmüş müydü acaba? Birinin bakıp "ne kadar güzel" diyeceğini.
Zaman garip ya.
Anlatmak istediklerimi anlatamadım yiğğne.
12 Ocak 2017 Perşembe
10 Ocak 2017 Salı
NEfffffRET
Unutmak sahip olduğumuz en önemli şey. Kötü şeyleri unutmak en rahatlatıcısı. Kalbinde ki acıyı öfkeyi dindirir. Beyninde ki düşünceleri susturur. Devam etmeni sağlar. Unutunca geçti sanırsın tekrar hatırlamak kötü. O zamana dönüp olay akışını değiştirmek istersin. Aptallığına yanarsın o kelimenin aklına gelmeyişine yanarsın. Hayır demediğin için yanarsın. İçinde tuttuğun için yanarsın. Ya neden düşüncemi söylemiyorum neden gerçeği söylemiyorum. Bir anlık heyecan ve mutluluk için bütün hayatımı huzursuzluğa sürüyorum.
Unutmak en kötü şeyde olabilir. Ya da sadece unutmak değil onu suçluyor olabilirim diğer her şey için. Kendini kandırma içgüdüsü için mesela. Büyüdüğüm çevreye karşı oluşturduğum özelliklerim. En çok onların kötülerinden nefret ediyorum. Hem de çok. Ama onları düzeltmek benim için bir amaç. Yaşama amacı. Sadece biri belki en zayıflarından. O kadar mühim bir amacım da yok.
(Bize hiç sormadılar filan dünyaya gelmek istiyor muyuz falan) sonfecibisiklet
PİŞMANLIK herşeyiçin
Sürekli aynı hatalar. Sürekli aynı pişmanlıklar. İleriye gidemiyorum. Zamanımı boşa harcıyorum. Zaman çok kıymetli. Yaşlanıyorum. Yanlış şeyler öğrenmişim küçükken bütün hayatımı etkileyecek. Ama benim elimde değildi. Acıyorum. Acınacak olmaktan çok korkuyorum. Hatalı şeyler görmeye devam ediyorum. Tanrı var mı merak ediyorum. Olmamasını umuyorum. Ama olmalı diye düşünüyorum. Duymaktan sıkılıyorum. Uyuyorum. Uyanıyorum. Unutuyorum. Devam ediyorum.
6 Ocak 2017 Cuma
3 Ocak 2017 Salı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)