13 Kasım 2020 Cuma

en güzel, kendime üzülürken yazıyorum

 "biz birbirimizi yaralarımızdan tanırız"

o da insan yavrusu ALEX TURNER

 İnsan evladı bu hemtürümüz güzel şeyler bırakıyor dünyaya. Evet kendisi insan yavrusu. Defterime onu ne kadar sevdiğimden bahsettim biraz burada da bahsedeyim. 

About as subtle as eartquake i know My mistakes were made for you

Şarkıyı durdurdum dikkatimi toplayamadığım için. İngiliz, aksanı güzel ve sesi kalın. Ve şarkı söylüyor. Bütün o rockstar havasını sonradan oluşturduğunu ya da evrildiğini videolardan,ekşi sözlük entrylerinden görüyoruz. Çok iyi nimet ekşi sözlük benim için. Sanal bu yerde yazı yazmak zor. Defterde olduğu gibi akıp gitmiyor. Dansları hareketleri uniqe anlatabiliyor muyum. Dört gündür döne döne dinliyorum. 

Buraya yazmak istediğim şarkıların sözleri ve neden beni bağladıkları. Rock normalde dinlediğim tür değil çünkü

if you were there,beware

And why leave her on her own?

If I'd have known then I wouldn't have said it

I wouldn't have said it if I would have known

Why leave her on her own?

If I predicted tears then I wouldn't have said it

I wouldn't have said it if I would have known


505

but i crumble completly when you cry 

it seems like once agin my darling 

you have to greet me good bye

i am always about to go and spoil a suprise

take my hands off of your eyes too soon


do me a favour

Well, the mourning was complete

When there was tears on the steering wheel dripping on the seat

Several hours or several weeks

I'd have the cheek to say they're equally as bleak


pattenlar var hafif duygusal şarkıların hepsinde. vedalar,hatalar,gözyaşları. Hareketli şarkıları söylemesi zevkli. bu tip müziğe alışık olmadığım için hoplamaktan başka nasıl hareketler gerektirir dans kafamda bile canlandıramıyorum. duygusallar duygusal. it is what it is. diğerlerinde hep başkalarını hikayeleri vardı. yaşlı kadın, teddy packer, aldatma düşüncesindeki kadın,brian... dinlerken anlaması zor sözleri benim için hız falan filan. başka bir yerde bir hikayeye hopluyorsun. bu şarkılarla benim bağım tamemen başka zaman ve mekana götürmeleri. ingiltere ve erkeklerinn bbunda etkisi büyük. arzu edilen yerden bu sesler benim için. şarkıların sözlerin yazılış şekli bir sürü bilmediğim kelime var. tarzı farklı genelde gördğklerimden burda ne diyor ya diyorsun alışıp aynı tonlara gelene kadar şarkıyla. alex eğlenceli biri. 

diğer şeyde canlı performansları izleyerek müzik enstrumanlarının kutsal sayılması gerektiğine karar verdim. müthiş şeyler ellerinde oynadıkça onlarla waow oluyorsun. iyi müzik yapanlara saygım arttı. nasılbu yaratım ortaya çıkıyor ya diyerek çıldırıyorum. bir şeyler yaratmak paha biçilemez. burası favorite worst nightmare albümünden alıntılar oldu daha çok güncellerim belki. albümün adı d is for dangerous albümünden geliyor. şu an fark ettim şiir muamelesi yaptım şarkılara güzel.

2 Nisan 2020 Perşembe

inş intihar etmem

Bayadır gelmiyordum buraya ohooo çok romantikmişim hala öyleyim yazınca ortaya çıkıyor. Burası da youtube kanalı gibi olmaz umarım. Dört takipçim var galiba ve tanıdık büyük ihtimalle. Büyük hata tanıdığın videosunun altına yorum yapmak ahh.kendimden tiksinmek aynı zamanda bunu bilerek sevmeye çalışmakla meşgulüm. Kendime anne gibi davranıyorum lol. Nedenlerimi unutamıyorum kendimden uzaklaşmanın nedenlerini, geri geliyor bir şekilde kısa süreli periyodlarla regliye denk geliyor. Çok sıkıldım kendime dayanamıyorum KENDİMLE kafayı bozmuşum burdaki kelime sayısından da anlaşılacağı üzere. Neden buraya yazıyorum? Deftere değil de buraya? Defterin kalıcılığı yetmiyor bu dijital dünyada ne kadar zaman geçerse geçsin anahtar kelimeler aratılarak bulunabilirim. Büyük ihtimal yanlışlıkla birinin önüne düşerim. Çok acı kalıcı olmaya çalışma sevdam bunun için hiçbir şey yapmayıp en adi yollara başvurmam. Görüldüğü üzere. Neden adi der dediğinizi duyar gibiyim (kimsenin asla bu yazıyla demeyecek olması beni çıldırtan.). Basit çünkü no emek no estetik no yarar çünkü. bir şey sunmuyorum bir şey vaat etmiyorum  ne edebilirim ki? ben? Ellerim bak bomboş. Daldan dala zıplayan farkındalığımı yoran zihnim ve beklentilerle yaşayan ızdırap dolu vücudum. Bunları kapatan şirin sayılan küçük suratım. Izdırap kelimesi beni çok çekiyor bu aralar. Gerçekten başımı ağrıtacak kadar sıkıntı yaptığım sırada vücudumun kurtulma kaçma hissi ızdıraptan. N e oldu ki ne gördüm ki bunu şu an olduğumu beğenmiyorum başka beni ya da başka şeyi istiyoruım? neden böyle oldu o zaman. Şöyle komik paradoks sayılır mı bilmiyorum bu 'kendimi bilmeme' durumumdan bıkkınlığım bunaltım bununla ilgilenmemeyi düşünmemeyi kaçmayı gitmeyi aratıyor ama başta benim iç halimi bu duruma getiren de tembel bıkkın bendim. Sahip olduğum ne varsa o 'sorun'. Belki de değildir başka bir sürü neden vardır çevremdir ailemdir yaşadığım dönemdir. beni bu yapan o faktörler zaten. O zaman boşluğa bakıyorum demektir kader midir bu. Kaderden nefret ettim hep ama tembel yanım hep sevdi kolay çünkü insanın içinde bahar yaşatan bir kaç nefes gibi. Ben tamamen yanlışsam (ki yanlış ne hiç fikrim yok) nasıl bu hale geldim, nasıl 'bozuldum'. Eminim çok hastalıklı konuşuyorum virüse seviniyorum bu beni bozuk mu yapar herhangi bir açıdan?
Problemim bozuk olduğumu zannetmemse çok acı olur yani asıl bu yazdıklarım nedeni. Özel olmaktan bahsetmiyorum hiç burada milyarlarca insanız come on yani. ben kendime üzülüyorum sadece kimseye acımadığım kadar bir üzülme. böyle düşünmek istemiyorum. Disnay filmindeki mutlu cesaretli erdemli genç olmak istiyorum. düşündüklerimi yapmaktan neden çok uzağım merak ediyorum.